07 Ekim 2010

suspus gönüllüler...

Eylül hüznüne daha alışamamışken, ardı sıra gelen "Ekim" rüzgarları da pek bir can alıcı esiyor;  esrikleştiriyor insanı...üşütüyor! Bir farklılık çöküyor üzerimize.  Abıhayat suyuna susamışlığın verdiği bir rehavet.  Kekremsi tatlar bulaşıyor her y/anımıza...

Eylül ertesi..Kasım arefesi...
Baharla karışık hüzün denemesi...

Bir yanda yeni başlangıçlara yelken açmanın arefesi, diğer yanda hasret türkülerinin yakıldığı "an"lar.
Kıyıya vurmuş umutlar...hüzünlerin dayanılmaz serinliği...sükutun en katıksız en derin hali...Ben diyeyim "Eylül", sen de "Ekim!"...Aynı makamın ezgileri...aynı terennüm...

Hiç yorum yok: