" Kaç kez inanmadığımız yazıların altına imza attık sözün inanılmaz cazibesi uğruna. Sözün cazibesi, söze hakim olmanın inanılmaz hazzı uğruna ruhumuzu mu satıyoruz yoksa?
...
Söz uğruna hayatı bir yalan gibi yaşadık. Ne kadar yalancıydık. Kurduğumuz oyunlarda oysa her şey ne kadar da inandırıcıydı...
...
Aşktan bahsettik, aşkı tanımıyorduk. Öldük, ölmüyorduk. Sadakatten sözettik, sadakati bilmiyorduk. Sevdik, aslında sevmiyorduk. Aldık veriyorduk; verdik alıyorduk...Söz yerini buluyordu sadece, iyi düşüyordu, uygun...İçimiz bir hoş...Habire büyüyorduk...
Kaç kez yeri geldi diye cümleler sarfettik aritmetik sağlamlığı bol formüller doğrultusunda.
Söz yerini bulsun da!...
Söylesek ölürdük...
İnanmadan söyledik, yine öldük..."
1 yorum:
benim hep söylemeye çalıştığım şey buydu işte , süper :)
Yorum Gönder